Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretindeki E Tipi Cezaevi’nin müze olacak kelamları üzerine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kapıya kilit vurup Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a anahtarı teslim etti. Müze çalışmaları için cezaevi içerisinde hummalı çalışma sürerken, bölge halkı ise bu duruma sevindiğini söyledi. Cezaevinin tabelası da bu sabah saatlerinde sökülerek kaldırıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün toplu açılış merasimi için geldiği Diyarbakır’da İstasyon Meydanı’nda halka hitaben “Bugün buraya muştuyla geliyorum. Son ziyaretimde Diyarbakır Cezaevi’ni boşaltma ve kültür merkezi yapma kelamı vermiştim. Kelamımızı tuttuk. Adalet Bakanlığımız cezaevini büsbütün boşalttı. Kültür ve turizm Bakanlığımız eski cezaevinin onarımı için gereken projeleri hazırladı. İçinde müzeden kütüphaneye, kültür ve sanat ünitelerine kadar pek çok kısmın yer alacağı bu yapıtın şimdiden Diyarbakırımıza iyi olmasını diliyorum. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor” sözlerini kullandı. Bunun üzerine cezaevi içerisinde bulunan 270 tutuklu ve 170 işçi, kentteki öbür cezaevine nakledildi. Cezaevi içerisindeki hummalı çalışmaların akabinde Kültür ve Turizm Bakanlığı görevlilerince ileriki günlerde inceleme yapılacak. Cezaevinin ise bu sabah saatlerinde giriş tabelası söküldü.
‘BU KARARI BURUK HİSLERLE KARŞILADIK’
Diyarbakır Cezaevi’ne 1982’de girdiğini, burada 5 yıl kaldığını belirten muharrir Bayram Bozyel (61), bu kararı buruk hislerle karşıladıklarını söyledi. Bozyel, “Çünkü çok gecikildi. 2010 yılından bu yana bu sıkıntı gündemdeydi. Bu adımın atılması olumludur. Fakat bunun kadar değerli şu ki nasıl dizayn edileceğidir. Burada insanlık dışı tecrübeler yaşanmış. Değerli olaylar gündeme gelmiş. Müze yapılırken bu tecrübeleri yaşamış insanların fikirlerinden ve tekliflerinden faydalanmak gerekir” dedi.
‘GÜMÜŞ ATÖLYELERİNDE ÇALIŞTIK’
Diyarbakır Cezaevi’nde 9 yıl bulunan Mücahit Okay ise, 2012 yılında cezaevine girdiğini ve pandemi nedeniyle 2 yıl evvel tahliye olduğunu söz etti. Okay, “Müze olsa güzel olur. En azında içeriye girip gezeriz. Çok yattık buradaki beşerlerle yahut çocuklarımıza bu koğuşta yattık diye söyleriz. Buradaki gümüş atölyelerinde çalıştık. İşçinin sayesinde emek verdik ve meslek sahibi de olduk ” diye konuştu.
