İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım Pazar günü saat 16.20’de meydana gelen terör akınında 6 kişi hayatını kaybederken, 81 kişi yaralandı.
Kıskıvrak yakalanan terörüst Suriye asıllı Ahlam Albashır sorgusunda, PKK/PYD/YPG terör örgütü tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirildiğini ve aksiyon yapmak için Afrin üzerinden Türkiye’ye kaçak yollarla giriş yaptığını söyledi. Ahlam Albashır, PKK/PYD/YPG terör örgütünün Suriye Aynularab’daki merkezinden İstanbul’da aksiyon yapma talimatını alarak, 13 Kasım’da saat 16.20 sıralarında bombalı hareketi gerçekleştirdiğini ve kaçtığını beyan etti.
Bir kısım sol zihniyet, GÜZEL Parti’den ve CHP’den kimi isimler ve fondaş medya Fransız haber ajansı AFP ve İngiliz haber ajansı Reuters’ın, “PKK’nın İstiklal Caddesi akınıyla kontağı olmadığına” dair bilgilerini temel alarak terör örgütü PKK’yı aklama yoluna gitti.
“KÜÇÜK KÜÇÜK ‘PKK PARTİLERİ’ VAR MEŞRU SİYASETTE”
Yazar Yalçın ortaya çıkan siyasi tabloyu “Kimse kimseyi kandırmasın; bugün isimleri farklı olsa da küçük küçük “PKK partileri” var yasal siyasette!” kelamlarıyla tanımladı.
Sözcü Gazetesi müellifi Soner Yalçın “bizim mahalle” diye tanımladığı solu hain terör örgütünün bir sefer daha ortaya çıkardığı berbat yüzünü köşesine taşıdı.
İşte Soner Yalçın’ın solun içine düştüğü içler acısı hali anlattığı “Sola sızan PKK” başlıklı yazısı;
PKK’nın Beyoğlu katliamı bizim sol mahalleye de ayna tuttu.
Aklıma, sol ahlâka sahip Attila İlhan’ın, “bu ülkenin hain kontenjanı nüfusun yüzde 10’udur” kelamı geliyor daima:
-“İşte yine Tanzimat zihniyeti, yine mandacılık. Üstelik bu hainlerin içinde kendisine ‘solcu’ diyenler var. Haydi şeriatçıları, bölücüleri, liberalleri anlıyorum, fakat bu namussuzlar kendine ‘solcu’ deyip Türkiye’yi pazarlayanlar. Al birini vur ötekine. Bak, kimi televizyon kanallarında her hafta daima birlikte uzunluk gösteriyorlar, söylediklerini alt alta yaz, oku, ihanet evrakı çıkar…”
Yalan mı? Bugün toplumsal medyada yazılanlar -söylenenler farklı mı? “PKK yapmadı” yahut “PKK sivilleri katletmez” diyenler var!
Dün yazdım; Soğuk Savaş bitimiyle ABD gölgesine sığınan PKK, Türkiye’nin Batı kentlerinde sivil katliamlara başladı. Yalnızca sivillerin hayatını kaybettiği bu bölgedeki birtakım bombalı taarruzları hatırlatayım:
-Yıl 1991. Biri çocuk 11 sivilin öldüğü İstanbul Bakırköy’deki Çetinkaya Mağazası’na attığı bomba…
– Yıl, 1998. 7 sivilin öldüğü İstanbul Mısır Çarşısına attığı bomba…
-Yıl, 1999. 13 sivilin öldüğü İstanbul Mavi Çarşısına attığı bomba…
-Yıl, 2007. 6 sivilin öldüğü Ankara Anafartalar Çarşısına attığı bomba…
-Yıl, 2008. Dördü çocuk 17 sivilin öldüğü İstanbul Güngören’de çöp kutularında patlattığı iki bomba…
-Yıl, 2009. 17 yaşındaki lise öğrencisi Serap Yapıt’ı öldüren İstanbul Bağcılar’da belediye otobüsüne attığı bomba…
Yıl, 2011. 3 sivilin öldüğü Ankara Kızılay’da patlattığı bomba…
Yıl, 2016. 29 kişinin öldüğü Ankara Çankaya’da patlattığı bomba…
Yıl, 2016: 6 aylık gebe Songül Yılmaz’ın da dâhil olduğu 36 sivilin öldüğü Ankara Kızılay’da patlattığı bombalı araç…
Yıl, 2016. 12 kişinin öldüğü İstanbul Vezneciler’de patlattığı bomba yüklü araç…
Uzatmayayım, zira sayfa yetmez yazamaya… Hele ülkemizin Doğu kentlerinden hiç bahsetmeyeyim. PKK, Diyarbakır Sur’da patlattığı bomba yüklü araçla 16 köylüyü öldürdü!
1970’lere kadar gitmeyeyim… 1984’ten bugüne 1593 sivili katletti PKK… Çocuk, bayan, yaşlı genç demeden katletti bu insanları.
Peki:
Siyasi ahlakını kaybetmemiş bir solcu, PKK katliamları konusunda kuşkular yaratarak halkın başını niye karıştırmak ister?
Ömrünü anti- emperyalist gayrete adayan bir solcu, neoliberalizmin etnisite tuzağına düşüp PKK ile ittifak yaparak, üstü kapalı terör savunuculuğu yapar hale nasıl gelir?
PKK cazibesine kapılarak halktan bu derece nasıl kopulur?
Sebebi belirli aslında:
Sol literatürde bir periyot Fransızca “entrisme” sözcüğü sıklıkla kullanılırdı; “sızma” manasına gelir… Bir örgüt, diğer örgüte sızarak onu etkilemeye, yönlendirmeye çalışır. Ve:
Olanakları, kaynakları yetersiz fakat bir biçimde kendisini var etmek isteyen başı karışmış örgütler, nakdî kaynakları ve (parlamento, medya takviyesi gibi) imkânları bol, örgütlerin gölgesine girmeye teşne/ istekli/ hazır hale getirilir. Bunun gerçekleşmesi sızmanın başarısıdır.
Kimse kimseyi kandırmasın; bugün isimleri farklı olsa da küçük küçük “PKK partileri” var meşru siyasette! Fakat:
Bunların ikiyüzlü siyasetinin karşısına çıkıp yiğitçe uğraş eden, güç birliği inşa eden, yurtsever sol partiler de var.
PKK’nın Beyoğlu katliamı/ emperyalizme hal, solda ayrışmayı keskin biçimde bir defa daha ortaya çıkardı.
