TBMM Lideri Mustafa Şentop, CHP önderi Kılıçdaroğlu’nun bilinmeyen lisan argümanlarına ait açıklamalarda bulundu.
Gazetecilerin sorularını cevaplayan Şentop, “Benim Meclis Başkanlık dönemim boyunca boyunca tekrar tekrar tahminen onlarca sefer söz ettiğim, düzeltmeye çalıştığım bir konu bu. Daha evvel HDP’li milletvekili arkadaşların kimileri bu hususta ısrarla bilinmeyen lisan tezini ortaya atıyorlardı. Son bir yıldır onlarda ikna oldular, benim anladığım. Onlardan gelmiyor, artık artık propaganda için öbür bir yol öbür bir isim bulmuşlar üzere geldi bana. Artık açık söyleyeyim arkadaşlar. 2008 yılından bu yana kadar onlarca soru önergesine yanıt verdim bu hususta ve bende Plan Bütçe Komitesi’nde tekrar bu hususa girdim. Ondan evvel genel şurada da yaptığım açıklama var. Kürtçe için özel bir uygulama yok bir. İki, bilinmeyen bir lisan diye bir ibare kullanılmıyor. Ne oluyor? Resmi lisan Türkçe olduğu için tutanakta Türkçe tutuluyor. ” açıklamasında bulundu.
Şentop’un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Türkçe dışında bir söz yahut cümle kullanıldığı vakit bu tutanağın metnine yazılmıyor. Bir dipnot işareti konularak, dipnotta hatip, “Türkçe olmayan söz yahut sözler kullanılmıştır.” diye dipnota yazılıyor. Ancak bu Kürtçe için özel bir uygulama değil, İngilizce için de Arapça için de İspanyolca için de birebiri yapılıyor.
Çok yakın bir örnek vereceğim. Arkadaşlarımız aslında size dağıtabilirler de tutanaktan bu örnek. 1 Şubat 2023’te Genel Kurul’da HDP’li bir arkadaşımız, yanlış hatırlamıyorsam Necdet İpekyüz, konuşması sırasında Kürtçe bir söz kullanıyor. Bu söz tutanağa yazılmamış, dipnot konulmuş. Denmiş ki hatip tarafından ‘Türkçe olmayan bir söz kullanılmıştır.’ yazmış. Sözün ne olduğunu olağan biz sesli kayıtlardan görebiliyoruz. Sonraki gün 2 Şubat 2023’te ise AK Parti Küme Lider Vekili Sayın Bülent Turan, konuşmasında İngilizce söz kullanmış. O da tutanağa yazılmamış. İşaret konulmuş altta ‘Hatip tarafından Türkçe olmayan sözler kullanılmıştır’ diye yazılmış.
“BİLİNMEYİYORSA AYIP!”
Bunu natürel güya Kürtçe’ye mahsus bir uygulamaymış üzere yansıtmak ve çarpıtarak bilinmeyen bir dil falan üzere bilinmeyen bir sözle yansıtmak çok yakışıksız. Bilinmiyorsa ayıp. 2008’den bu aya uygulamamızın bilinmesi lazım. Bu kadar sefer açıkladık bu kadar sefer sorulara karşılık verdik. Bilinmeyebilir, bilenler neden söylemiyorlar birbirlerine… Lakin bütün buna karşın palavra bütün iftira mahiyetine dönüşürse bu Meclisimizi töhnet altında bırakmaktır. Burada Kürtçeye mahsus özel bir hal özel bir uygulama yoktur. Resmi lisan Türkçe dışındaki bütün lisanlarla ilgili bir uygulama vardır. Bu uygulama da o lisanı o lisanı kullananları da rencide edecek formda bir uygulama değildir. Bilinmeyen bir lisan üzere bir tabir değil asla, Türkçe dışında sözler kullanılmıştır diye bütün lisanlar için geçerli olan bir notumuz var. Sorun bundan ibaret.
Ben herkese natürel Milletvekili arkadaşlarımıza da ayrıyeten teker teker anlatmak istemiyorum. Herhalde kâfi olur diye düşünüyorum.
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
“BİNLERCE YILDIR KONUŞULAN LİSAN NASIL BİLİNMEYEN OLUYOR?”
“Gelinir, TBMM’de kürsüde konuşulur. İngilizce ise Fransızca ise parantez içinde yazılır. Konuşma metninin içinde Kürtçe geçtiğinde ‘bilinmeyen dil’ deniliyor. Allah aşkına bu ülkenin insanların vicdanına sesleniyorum; TRT Kürdi diye bir kanal var. Yayın yapıyor bu. Nasıl olur da bilinmeyen lisan yazıyorsunuz? Binlerce yıldır konuşulan lisana niçin bilinmeyen bir lisan yazıyorsunuz? Ya arkadaş binlerce yıldır konuşulan bir lisan nasıl bilinmeyen bir lisan oluyor? Devlete ikili standart yakışmaz arkadaşlar! Hakikat değildir! Herkesin lisanına hürmet göstereceksiniz. Evet resmi lisanımız Türkçe, ancak siz devlet olarak ikili standart kuramazsınız. Vatandaşlarınızı ayırıyorsunuz demektir. Bir küme insanı bir küme beşere düşman ediyorsunuz demektir. Bu, emperyal güçlerin Türkiye’ye oynadığı bir oyundur. Bu oyunu bozacağız. Herkes rahat olacak bu ülkede. Yeni bir başlangıç yapacağız. Ahlaklı, demokratik, kucaklayıcı bir başlangıç… Toplum, ‘nasıl büyüyeceğiz’e odaklanacak. Kısır tartışmalara odaklanmamalı…”
