TDP Genel Lideri Mustafa Sarıgül, Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan bayan kapalı cezaevinin önüne gelerek af talebiyle ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi. Sarıgül, bilhassa gençler ve mahkum yakınları tarafından sevgi seliyle karşılandı. Akabinde Dört Duvar Derneği’ni ziyaret eden Sarıgül, dernek tarafından oluşturulan 82. Koğuş’u inceledi.
“AF TALEBİMİZ VİCDANI BİR TALEPTİR”
Ziyaretinin akabinde İHA muhabirinin sorularını yanıtlayan TDP Genel Lideri Mustafa Sarıgül, “Şu anda cezaevlerinde 300 binin üzerinde toplumsal barış affını bekleyen, kardeşlik hukuku affını bekleyen binlerce mahkum var. Bu mahkumlara Gebze’den sesleniyorum; anneler için affet Türkiyem, babalar için affet Türkiyem, çocuklar için affet Türkiyem, kardeşlik hukuku için affet Türkiyem. Bugün 63. cezaevindeyim. Bütün cezaevlerini dolaşacağım. Af talebimiz katiyen siyasi bir talep değil, vicdani bir taleptir. Bu affı çıkarıp da haksızlığa uğramış, mağdur olmuş bir anne çocuğuna kavuşabilirse, ya da babasına kavuşabilirse bu benim için en büyük memnunluk olacak. Bu sebeple af talebimiz katiyen siyasi bir talep değil, vicdani bir taleptir. Bayrağımıza ve toprağımızı, ulusal birliğimizi gasp edenler hariç, çocuk ve bayan tacizcileri hariç, bilhassa uyuşturucu baronları hariç, çok geniş kapsamlı bir davetimiz var, toplumsal af talebimiz var. Bunları parlamentonun en uygun halde değerlendireceğine inanıyorum” dedi.
“İNANÇLARIMIZ, İKTİDARA ULAŞMA YOLU OLARAK İSTİSMAR EDİLMEMELİDİR”
CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği başörtüsü konusuna da değinen Sarıgül, “Biz inançlara saygılı laikliği daima destekliyoruz. Türkiye’nin kurtuluşu inançlara saygılı laikliktir. Hasebiyle Türkiye Değişim Partisi olarak başı açık kardeşimiz de bizim, başı kapalı kardeşimiz de bizim. Mescitlerimiz de bizim, cem konutlarımız de bizim, sinagoglarımız da bizim, kiliselerimiz de bizim. İnançlarımız Allah’a ulaşma yoludur, iktidara ulaşma yolu olarak asla istismar edilmemelidir” diye konuştu.
“MASADA YEMEKLER SOĞURSA DEĞERİ OLMAZ”
Altılı masanın hala bir aday belirleyememiş olmasını eleştiren Sarıgül, “Şu anda seçim çalışmalarımız devam ediyor. Bu süreçte ittifakları doğal buluyorum. Lakin Türkiye demokrasisi iki ittifaka mahkum olmayacak kadar büyük ve engin bir demokrasidir. Seçim takvimi aşikâr olduktan sonra, seçimden 2 ay evvel akşam saat 17.00’de seçim heyetine listeler verilene kadar her türlü temaslar yapılabilir. Onun öncesinde yapılan temaslardan çok fazla sonuç çıkmaz. Biz diplomatik temaslarımıza ağır olarak devam ediyoruz. Bir çok siyasi partiyle görüşmelerimiz var. Fakat biz bilhassa tarafsız Cumhurbaşkanı, güçlü parlamento ve bağımsız yargıyı savunan ve destekleyen bir siyasi partiyiz. Biz, kötülemek için, karalamak için dolaşmıyoruz, deva bulmak için dolaşıyoruz. Biz sorumluluğumuzun şuurunda olan bir siyasi partiyiz. Ülke için yapılan güzel işleri hürmetle, sevgiyle anlatıyoruz. Eksik kalanlar için de kesinlikle tahlil teklifleriyle kamuoyuyla paylaşıyoruz. Biz bu tip temasların diplomatik olarak yapılmasını tercih ederiz. Bu temaslar yapıldıktan sonra keşke masa kurulmuş olsaydı ve masa kurulduğu gün de aday belirlenmiş olsaydı. Daha heyecanlı olurdu. Masada yemekler soğursa değeri olmaz” halinde konuştu.
MIÇOTAKİS’E SESLENDİ: AMERİKA’NIN EYALETİ OLMAYI BIRAKIN
Yunanistan’ın gösterdiği saldırgan tavrı bırakması gerektiğini kaydeden Sarıgül, “Özellikle Mevlüt Çavuşoğlu devrinde izlenen dış politikayı destekliyoruz. Bizim için evvel devletimiz, sonra partimiz gelir. Buradan Miçotakis’e bir kere daha sesleniyorum, Miçotakis, biz size barış elimizi uzatıyoruz, siz daima bize yumruk sıkıyorsunuz. Sıkılı yumrukla barış olmaz. Amerika’nın eyaleti olmayı bırakın, Amerika size son derece uzak. Siyasalların misyonu savaş isteme değil, barış istemektir. Şunu unutmayın; ayıdan post, Amerika’dan dost olmaz. Türkiye’nin dostluğu her vakit Yunanistan’ın hayrınadır” tabirlerini kullandı.
