Avrupa’da süratle yükselen çok sağın güçlü olduğu Fransa’da Müslüman zıddı siyasetleri hükümet de muhalefet de savunuyor.
Fransa’da idarenin Müslümanların özgürlüklerini kısıtlayan uygulamalarına en büyük takviyesi çok sağcı parti Ulusal Birlik (RN) veriyor. RN’nin başına 5 Kasım’da Marine Len Pen’in yerine Avrupa Parlamentosu üyesi Jordan Bardella’nın seçilmesi partinin Müslüman aksisi siyasetlerini değiştirmeyeceği belirtiliyor.
Siyaset, İktisat ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Siyaset Araştırmaları Yöneticiliğinden Hekim Hacı Mehmet Boyraz ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü araştırmacısı Hekim Metin Koca, RN’deki başkan değişimini ve Fransa’da Müslümanların özgür lüklerini tehdit eden çok sağı kıymetlendirdi.
Boyraz, RN liderliğine Le Pen ailesi dışından birinin gelmesinin sembolik olduğunu belirterek, Marine Le Pen’in fikirlerinin, Bardella devrinde de süreceğini, ayrımcılık bağlamında ise ülkedeki Müslümanlar başta olmak üzere azınlıklar ve göçmenler için durumun değişmeyeceğini söyledi.
Le Pen’in art planda partiyi yönetmeye ve hasebiyle fikirlerini sürdürmeye devam edeceğini kaydeden Boyraz, çok sağcı siyasetçinin 2027’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanacağını tabir etti.
Boyraz, Bardella’nın partinin başına geçmeden evvel de Müslümanları maksat alan açıklamalar yaptığına dikkati çekerek, şunları lisana getirdi:
“Bardella, geçen yıl mayısta Twitter hesabından yaptığı paylaşımda ‘Fransa’da bayanlar özgür ve başlarını örtmek zorunda değil. İslami örtü tüm kıymetlerimize ters. Bu nedenle kamusal alanda başörtüsünü yasaklayacağız’ tabirini kullandı. Martta katıldığı canlı yayında da ‘En büyük düşmanımız İslamcılık’ dedi. Burada İslamcılıkla ne kastettiğinin yanıtı yok lakin söylemek istediği şey ‘En büyük düşmanımız İslam’ Münasebetiyle Bardella’nın İslam’a ve Müslümanlara yönelik olumlu yaklaşımı yok.”
“Fransa’da konu Müslümanlar oldu mu ‘özgürlük, eşitlik, kardeşlik’ sloganından eser yok”
Boyraz, Bardella idaresindeki RN’nin Müslüman aykırısı görüşlere dayanak vermeye devam edeceğinin altını çizerek, “Sözde özgürlükler ülkesi Fransa’da Müslümanların özgürlüklerini kısıtlamaya yönelik siyasetler artık tahammül sonlarını zorluyor. Açıkça Fransa’da İslam’ın kamusal varlığını yok etmeyi ve Müslümanları köleleştirmeyi amaçlayan yığınla örnek var” dedi.
Müslümanların özgürlük alanlarının, İslami metotlara nazaran kesim ve başörtüsü yasaklarından, Fransız İçişleri Bakanlığınca kurulan “radikalleşme ve İslamcılıkla mücadele” ihbar çizgisine kadar pek çok uygulama ile gasbedildiğini vurgulayan Boyraz şöyle devam etti:
“Fransa’da konu Müslümanlar oldu mu ‘özgürlük, eşitlik, kardeşlik’ sloganından eser yok. Ülkedeki Müslümanları ne yazık ki çok daha şiddetli bir süreç bekliyor. Zira Fransa’da çabucak hemen tüm siyasi bölümler, toplum nezdindeki popülerliklerini korumak ve rakiplerinden oy devşirebilmek için daha fazla İslam aksiliği yapıyor. Önümüzdeki süreçte Müslümanların özgürlüklerini kısıtlayan yeni ve daha ağır kararların alınması kaçınılmaz.”
“Müslümanların dini paha tabirleri terörle ilişkilendiriliyor”
Araştırmacı Koca da Fransa’daki İslam aksisi uygulamaların laiklik ekseninde tartışıldığını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Müslümanların selamlaşmadan kıyafete kadar birçok bahis üzerinden dini paha sözleri terörle ilişkilendiriliyor. Bu da hem Müslüman kimlikli kurum, kuruluş ve bireylerin maksat alınmasına hem de Hristiyan muhafazakarların RN’nin kimlikçilikten öteye gitmeyen Hristiyanlık telaffuzuyla yetinmesine yol açıyor. Okul takvimlerinde devam eden bâtın Hristiyanlık laiklik konusu olmuyor, ancak marketlerdeki helal ve koşer besin rafları laiklik problemi haline getirilebiliyor.”
Koca, Marine Le Pen’in tersine “aşırı sağa yeni soluk getireceği” belirtilen Bardella’nın, en az selefi kadar ayrımcı olduğunun altını çizerek, “Bardella’nın Le Pen’e nazaran daha yumuşak olduğunu düşünmüyorum. Daha bu ay siyahi parlamentere ‘Afrika’ya dön’ diye bağırdı. Daha sonra bu sözünü, göçmen botlarına yönelik söylediğini tez ederek toparlamaya çalıştı” diye konuştu.
Fransa’daki Müslüman tersliğinin, halk nezdinde de karşılık bulduğunu ve bu nedenle siyaseti belirlediğini tabir eden Koca, “Cumhurbaşkanlığı seçimde Emmanuel Macron ‘İslamcı Ayrılıkçılıkla Çaba Yasası’ ile kamusal alana Le Pen’den daha fazla kısıtlama getireceği vadiyle kazandı” dedi.
