Geçmişte Dominik Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığında İkili Siyasi İşler Asya Genel Müdürlüğü de yapmış ve büyükelçilik unvanına sahip Gonzalez, bir konferans için geldiği Ankara’da AA muhabirinin Türkiye-Latin Amerika bağları hakkındaki sorularını cevapladı.
“DÜNYA VATANDAŞIYIM”
Kendisinin “dünya vatandaşı” olduğunu söz eden Gonzalez, milletlerarası bağlar ve siyaset bilimi uzmanı olduğunu, Dominik Cumhuriyeti’nin başşehri Santo Domingo’da bulunan Santo Domingo Özerk Üniversitesini (UASD) temsilen burada bulunduğunu söyledi.
Gonzalez, Ankara Üniversitesi Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezinde (LAMER) Lideri Prof. Dr. Mehmet Necati Kutlu tarafından Türkiye-Latin Amerika münasebetlerine dair bir konferans vermek üzere buraya davet edildiğini belirterek Türkiye’nin Latin Amerika kıtasına olan ilgisine değindi.
Türkiye’nin Latin Amerika ülkeleriyle bağlantılarına bilhassa 2006’dan itibaren özel bir ilgi gösterdiğini, büyükelçilik sayısını artırdığını anlatan Gonzalez, bu ilginin 2014’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgeyi ziyaretiyle daha besbelli olduğunu söyledi.
Gonzalez, Dominik Cumhuriyeti’ne de 2013’te birinci kere Türkiye’den büyükelçi atandığını, böylelikle ikili ilgilerin ivme kazandığını lisana getirdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yakın vakitte Latin Amerika bölgesini ziyaret ederek çeşitli iş birliği alanlarına işaret ettiğini vurgulayan Gonzalez, bunun ikili bağlar için kıymetli olduğunun altını çizdi.
TÜRKIYE’NIN ARABULUCULUK ROLÜNE ÖVGÜ: BUNU BAŞARABİLEN TEK ÜLKE
Türkiye’nin son devirdeki dış siyaset adımlarını pahalandıran Gonzalez, Türkiye’nin Antalya Diplomasi Forumu (ADF) ve ADF vesilesiyle Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarını bir ortaya getirme konusundaki rolüne ait şunları söyledi:
“NATO’nun bir kesimi olduğu düşünüldüğünde Türkiye, sorunun tahlilinde ısrar ederek sorunu diplomatik yollarla çözmeye çalışma konusunda bir istikrar bildirisi verebilen birkaç ülkeden biri, hatta tahminen de tek ülke olmuştur. Bunun örneği de bu yıl Antalya Diplomasi Forumu kapsamında Rusya ve Ukrayna’nın iki dışişleri bakanını bir ortaya getirmeyi başarmasıdır.”
Gonzalez, Türkiye’nin son vakitlerde Rusya-Ukrayna ortasındaki arabulucu rolünün, tahılın dünya pazarlarına ulaştırılması için bir mutabakata da vesile olduğunu belirterek “çatışmaları diplomatik yoldan barışçıl bir formda çözmeye çalışan” bu özel durumun Türkiye’ye özel bir statü verdiğini ve bunda ısrar etmesi gerektiğini vurguladı.
TÜRKİYE’NİN LATIN AMERIKA ÜLKELERIYLE GELİŞEN İLİŞKİLERİ
Türkiye-Latin Amerika alakalarının geliştirilmesinde uzaklığın sorun olmadığının altını çizen Gonzalez, Türkiye’nin bölge ile ilgileri artırma, alakaları güçlendirme istikametinde atmış olduğu adımların bunun ispatı olduğunu tabir etti.
Gonzalez, Türkiye’nin Latin Amerika’daki büyükelçilik sayısının 17 olduğunu, El Salvador’un başşehri San Salvador’da da yeni bir Fahri Konsolosluk açıldığını lisana getirdi.
Dominik Cumhuriyeti’nde ise Türkiye’nin Santo Domingo Büyükelçisi Yeşim Kebapcıoğlu’nun ikili bağlantıları geliştirmek için çok çalıştığını kaydeden Gonzalez, “Türkiye’nin Antalya Diplomasi Forumu deneyimini kullanıp, yalnızca Latin Amerika ülkelerine yönelik, Türkiye’nin Latin Amerika’nın kaynaklarından ve Latin Amerika’nın da Türkiye’deki kaynaklardan nasıl yararlanabileceğine odaklanacak bir forum oluşturmaya çalışabileceğine inanıyorum.” diye konuştu.
– TÜRK DİZİ VE SİNEMALARININ LATIN AMERİKA’DAKİ ETKİSİ
Latin Amerika’da Türk dizi ve sinemalarının tesirinin sorulması üzerine Gonzalez, bunun, “kültürel diplomasi” ve “yumuşak güç” olarak tanımlanabileceğini belirtti.
Gonzalez, “Latin Amerika’nın Türkiye’ye artan ilgisi ile Netflix dahil birçok kanaldan dizilerin bölgedeki varlığı ortasında bir ilişki görebiliyoruz.” dedi.
Öte yandan Gonzalez, Latin Amerika’da Türkiye’ye turistik ilginin de arttığına dikkati çekti.
Latin Amerika ülkelerinde düzenlenen Türkiye ve Osmanlı tarihi bahisli konferansların da Türkiye-Latin Amerika bağlarında kıymetli bir öge olduğuna işaret eden Gonzalez, kendisinin de Türkiye ile kontağının 2015’te LAMER tarafından bir konferansa Türkiye’ye davet edilmesiyle başladığını söyledi.
Gonzalez, “Türk diplomasisine hayranlığını” söz ederek Türkiye’nin çatışmaları diplomatik ve barışçıl bir biçimde çözmeye çalışırken tıpkı vakitte kendi bölgesel çıkarlarını savunmaya devam etmesi gerektiğini lisana getirdi.
