İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Cürümler Ofisince hazırlanan iddianamede, terör örgütü PKK/KCK’nın silahlı yapılanması, örgütün her alanda misyon yapabilecek bireyleri seçip siyasi ve askeri manada uzun mühlet profesyonel eğitim verdiği kelamda “özel kuvvetler” ismi altındaki ünitesi ve bu eğitimin devrelerine yer verildi.
Örgütün faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik yapılan çalışmalarda, “Xalit Seydo Botan Gewer Gever” kod isimli sanık Mehdi Mıhçı’nın örgütten aldığı talimatla inisiyatif alarak sansasyonel nitelikte aksiyon yapabileceği bedellendirilen yapılanma içerisinde faaliyet gösterdiği aktarılan iddianamede, Mıhçı’nın 2015-2016 yıllarında kelamda özel kuvvetler ünitesi Pozantı şehitleri devresinde temel devre eğitimini alarak metropollere fedai biçimde aksiyon yapmak emeliyle bekletilen hazır takımlardan olduğu istikametinde istihbarı bilgiler elde edilmesi nedeniyle hakkında soruşturmaya başlandığı bildirildi.
Sanık Mehdi Mıhçı’nın 2014 yılında PKK/KCK silahlı terör örgütüne katıldığı, kendisine örgüt içerisinde saklılığı sağlamak hedefiyle “Botan Gever Xalit Seydo” kod isminin verildiği aktarılan iddianamede, silahlı ve ideolojik eğitim alan sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve örgüt üyesi olarak faaliyetlerine başladığı belirtildi.
İddianamede, sanığın eğitim sonrası Irak’ın kuzeyi içerisinde farklı yerlerde bulunan kelamda “özel kuvvetler” olarak metropollere fedai usulü aksiyon yapmak gayesiyle bekletilen hazır takımlarda görevlendirildiği, bu taburlarda silahlı terör örgütünün buyruk ve talimatları doğrultusunda terör faaliyetlerinde bulunduğu anlatıldı.
Sanığın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, sonlarını, vatandaşlarını ve bekasını korumak için, Irak’ın kuzeyindeki askeri harekatları sırasında geçiş noktalarına mayınlı tuzaklama faaliyetlerinde bulunduğu tabir edildi.
Sahte kimlikle Ağrı üzerinden Türkiye’ye gelen sanığın, işbirlikçi Mahmut Kaplan’a ulaşıp şifreli bildiri olan “Bana 500 top kumaş lazım” dediği, Kaplan’ın “270 top var” cevabını vermesi üzerine irtibat kurdukları aktarılan iddianamede, sanığın Kaplan sayesinde saklandığı ve keşif çalışması için kalabalık yerleri araştırdığı vurgulandı.
İddianamede, araştırmalar sonucunda Mıhçı’nın PKK/KCK silahlı terör örgütünün üst seviye elebaşlarından Murat Karayılan ile birlikte birebir karede yer aldığı, hakkındaki sözlere nazaran örgütün kelamda “özel kuvvetler” yapılanması içerisinde yönetici pozisyonunda olabileceğine dair kuvvetli kuşkunun bulunduğu söz edildi.
Mıhçı’nın 7 Ağustos 2022’de Fatih’teki bir kafede yakalandığı ve uydurma kimlik ibraz ettiği, Kağıthane’nin Çağlayan Mahallesi’ndeki bir pansiyonda kayıtsız olarak kaldığı, tabelası bulunmayan pansiyonun bilhassa bilen bir şahıs tarafından yönlendirilmek ve tanım edilmek suretiyle bulunabilecek yer olduğu belirtildi.
İddianamede, sanık Mıhçı’ya, İstanbul’da gerçekleştirmeyi planladığı hareketin finansmanı için Irak’ta bağlantılı olduğu şahıslar tarafından yüklü ölçüde para gönderilmiş ve Mıhçı’nın bu parayı sanık Kaplan’ın denetimine vermiş olabileceği değerlendirmeleri üzerine sanıklarla ilişkili çeşitli adreslerde yapılan aramalar sonucunda 20 bin avro para bulunduğu kaydedildi.
Sanık Kaplan’ın tabirine nazaran, Mıhçı’nın, kendisine “Üzerimde yüklü ölçü para var. Şu an için bu parayı saklayacak yerim yok. Sende kalması daha yeterli olacak.” diyerek 20 bin avroyu yapacağı işlerde lazım olacağından geri almak üzere kendisine verdiği ve keşif çalışmalarında yardımcı olmasını istediği bildirilen iddianamede, 20 bin avronun Mıhçı’nın planladığı hareketin finansmanı için Irak’ta bağlı olduğu şahıslar tarafından Fatih’teki bir döviz ofisine gönderildiği, Mıhçı’nın parayı 27 Ağustos’ta uydurma kimlikle teslim aldığı kaydedildi.
İddianamede, sanık Mahmut Kaplan’ın tabirinde örgütün ideolojisini benimsediğine dair beyanda bulunduğu, “Azad” kod isimli bir şahsa örgütün kırsal yapılanmasına katılmak istemediğini lakin kentte yardımcı olabileceğini söylediği ve ikametinde ruhsatsız tabanca ele geçirildiği belirtilerek, sanığın Mıhçı ile şifreli prosedür kullanarak İstanbul’da sabotaj aksiyonu gerçekleştirmeye müsait pozisyon arama gayretinde işbirlikçi faaliyeti yürüttüğü tabir edildi.
Her iki sanığın da savunmasını faal pişmanlık kararlarından faydalanma talebiyle verdiği kaydedilen iddianamede, sanık Mıhçı’nın “kişinin yerine getirdiği kamu misyonu nedeniyle taammüden öldürmeye teşebbüs”, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve “zincirleme biçimde resmi dokümanda sahtecilik” kabahatlerinden ağırlaştırılmış müebbet ve 23 yıl 3 aydan 43 yıl 1 ay 15 güne kadar, sanık Mahmut Kaplan’ın ise “silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Öbür Aletler Hakkında Kanuna muhalefet” cürümlerinden 9 yıldan 19 yıl 6 aya kadar mahpusu istendi.
Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıkların yargılanmasına 10 Mayıs’ta başlanacak.
