Türkiye’de yaşanan zelzele felaketinin akabinde birçok ülkenin yaptığı yardımlara ait konuşan Erdoğan, “Milletçe bize uzatılan yardım elini hiçbir vakit unutmayacağımızın bilinmesini istiyorum.” dedi.
14 Mayıs seçimleri için bildiri veren Erdoğan “Dalga dalga büyüyen bir zaferin ayak seslerini duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu formda;
Hayatımızı kaybeden kardeşlerimizin acısını yüreğimizde hissediyoruz. Ortalarında sizlerin vatandaşların da olduğu müteveffa tüm konuklarımız için sabır ve başsağlığı dileklerimi tekrarlıyorum. Zelzelenin birinci gününden itibaren millet devlet elele tüm kurumlarımızla, kararlı uğraş yürütüyoruz.
“TÜM DOST VE KARDEŞLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Bu sıkıntı günlerde dost ve kardeş ülkelerin güçlü takviyesini yanımızda görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Arama kurtarma takımlarınız yüzlerce vatandaşlarımızın enkaz altından çıkarılmasına yardımcı oldu. Bölgede kurduğunuz sahra hastaneleri yaralılarımızın tedavisine katkıda bulundu.
Bu yardımların yanısıra telefonla aramak, ileti göndermek hatta şahsen ziyaretimize gelmek suretiyle acımızı paylaşan tüm dost ve kardeşlerimize teşekkür ediyorum.
“MAZLUMA, MAĞDURA, BAŞI DARA DÜŞENE YARDIMDA BULUNDUK”
Türkiye olarak nerede mazlum varsa kimliğine bakmadan yardımına koşan bir ülkeyiz. Dünyanın en fazla yardım yapan ülkesi olmayı milletimiz ismine bir erdem payesi olarak yıllardır gururla paylaşıyoruz. Bugüne kadar daima mazlumun, mağdurun, başı dara düşenin yardımında bulunduk.
Kimi dostlarımız milletimiz için dua etti, kimisi yardım kampanyaları düzenledi, kimisi uçaklar dolusu yardım materyali gönderdi. Kimisi kıt imkanlarına karşın elindeki avucundakileri seferber etti.
Bir devir elinden tuttuğumuz, yaralarını sarmasına takviye verdiğimiz hiçbir dostumuz bizi yalnız bırakmadı. Rabbim herkesten, tüm kara gün dostlarımızdan razı olsun diyorum.
“BİZE UZATILAN YARDIM ELİNİ HİÇBİR VAKİT UNUTMAYACAĞIZ”
Milletçe bize uzatılan yardım elini hiçbir vakit unutmayacağımızın bilinmesini istiyorum. Tarih boyunca sayısız imtihandan geçmiş milletiz. Birçok saldırıyı, işgal teşebbüsünü, badireyi alnımızın akıyla atlattık. Zorluklar karşısında yılmadık, pürüzlere aldırmadık. Bağımsızlık iradesinin kırılmasına müsaade vermedik.
Gerektiğinde 250 bin evladımızı kara toprağa verme değerine istiklal ve istikbalimize sahip çıktık. Tıpkı bir anka kuşu üzere küllerimizden doğmayı başardık. Asrın felaketi ile uğraşımızda birebir sarsılmaz azmi gösteriyoruz.
Cumhur İttifakı olarak beraberce dolaştık. Gittiğim vilayetlerin tamamında aziz milletimizin metanetine, hayata yine başlama kararlılığına nitekim hayran kaldım. Devlet kurumları, belediyesi, sivil toplumu, gönüllüsüyle birlikte 85 milyon olarak yaralarımızı süratle sarıyoruz. Hasar tespit çalışmalarımız neticelenmek üzere. Enkaz kaldırma gayretimiz hızla devam ediyor.
“70 BİN KONUT VE KÖY KONUTUNUN ÜRETİM SÜRECİ BAŞLADI”
Dün itibariyle 70 bin konut ve köy konutunun imal süreci başladı. Bu sayılar her gün üst taraflı güncelleniyor. Zelzele bölgesinde 650 bin birinci 1 yıl içinde 319 bin konut ve köy konutunun inşasını tamamlıyoruz.
“SEÇİM SÜRECİNİN ÇALIŞMALARI YAVAŞLATMASINA MÜSAADE VERİLMEYECEK”
Seçim sürecinin bu çalışmalarımızı yavaşlatmasına müsaade vermeyeceğiz. 11 vilayetimizi ve 14 milyon vatandaşımızı etkileyen sarsıntı felaketine karşın seçimleri erteleme yoluna gitmedik. Türkiye’nin kapasitesine, demokrasimizin gücüne ve milletimizin dayanışma ruhuna güveniyoruz.
“DALGA DALGA BÜYÜYEN ZAFERİN AYAK SESLERİNİ DUYUYORUZ”
14 Mayıs seçimlerinde insanımızın sandıkta yeniden en yanlışsız kararı vereceğinden kuşkumuz yok. Meydanların lisanını çok âlâ bilen, son 20 yılda girdiği 15 seçimin hepsinde milletin teveccühü kazanan bir siyasetçi olarak dalga dalga büyüyen zaferin ayak seslerini duyuyoruz.
“HEPİMİZ BÜYÜK İNSANLIK AİLESİNİN BİRER FERDİYİZ”
Türkiye Yüzyılı’nın cemresi sandığa şimdiden düşmüştür. Yurt dışındaki vatandaşlarımız da oy kullanabiliyor. 14 Mayıs seçimleri yurt dışında yaşayan kardeşlerimizin bulundukları yerden oy kullanacağı altıncı seçim olacaktır.
Özellikle bölücü örgüt yandaşlarının baskı, zorbalıkla seçimlere gölge düşürmesine müsaade etmeyeceğinize yürekten inanıyorum. Felaketlerin bize hatırlattığı en çarpıcı hakikat dünya hayatının faniliği yanında tüm insanların tıpkı bahtı paylaştığıdır. Hangi inanca, kültüre mensup olursak olalım hepimiz büyük insanlık ailesinin birer ferdiyiz.
Fikir ayrılıklarımız, önceliklerimiz, birden fazla vakit çıkarlarımız farklı olsa da her birimizin ortak paydası insandır. Türkiye olarak teşebbüsçü ve insani vasıflarıyla öne çıkan bu ülkeler çerçevesinde yürütmek zorundayız. Etrafımızda yaşanan trajedilere sırtımızı dönmüyoruz. Mazlum ve mağdurların feryatlarına kulaklarımızı tıkamıyoruz.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
Nerede yangın varsa söndürmenin, insanı dram varsa durdurmanın, kriz varsa tahlil bulmanın peşindeyiz. Ukrayna savaşında tavrımız, kolaylaştırıcı ve arabulucu rolümüz bunun en son örneğidir. Türkiye iki komşusu ortasındaki krize tahlil üretmenin kederinde olmuştur.
Karadeniz tahıl teşebbüsü muhataplarımızın da dayanağıyla elde ettiğimiz diplomatik muvaffakiyetle global besin krizinin önüne geçtik. Mart ayında mutabakatın devam etmesini temin edecek gayretleri tekrar birebir hüsnüniyetle sürdürdük. Esir takaslarıyla pekçok aileyi buluşturmanın memnunluğunu yaşadık.
Hemen çabucak her hafta sayın Putin ve Zelensky ile görüşüyorum. Çatışmaların durması için içtenlikle çaba gösteriyorum. Adil bir barışın mümkün olduğuna inanıyorum. Yalnızca Rusya-Ukrayna krizi değil Suriye, Filistin, Afganistan, Yemen, Somali’de derinleşen krizler sorun bekliyor.
“DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR” İLETİSİNİ YİNELEDİ
Bir müddettir dünya beşten büyüktür diyerek adaletsizliğe ve çarpıklığa dikkat çekiyoruz. Güçlüyü koruyan, zayıfı yok sayan insanlığın mukadderatını 5 ülkenin iki dudağının ortasına hapsedilen mevcut sistem sürdürülebilir değildir. Bu mevzuda adım atmakta geç kaldığımız her gürün cemeresini maalesef hiçbir günahı olmayan paklar çekiyor.
“BUNA ‘DUR’ DEMENİN VAKTİ ÇOKTAN GELDİ”
Birçoğumuz ömrümüzün değerli bir kısmını soğuk savaş kaidelerinde, iki kutuplu dünyada geçirdik. Milyonlarca insanın hayatına malolan çatışma, kriz, tansiyonları yaşadık. Göz nazaran göre vefata sürüklenen çocukları, bebekleri gördük. Buna ‘dur’ demenin vaktinin çoktan geldiğine inanıyorum.
Bu hasbi davetimize tüm ülkelerin dayanak vermesini bekliyoruz. Bir öbür alan terörle gayrettir. Terörü insanlığın gündeminden çıkarmak temel görevlerimiz ortasındadır. Bu şiarla PKK, PYD, YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere terörün her türlüsüne karşı ayrım yapmadan uğraşımızı sürdürüyoruz.
Kelime oyunlarıyla terör örgütlerini palazlandırma teşebbüslerini biliyor tek tek takip ediyoruz. Vakti saati gelince elbette muhataplarımızın önüne bunu koyacağız. Vatanımıza yönelik terör tehditlerini kaynağında bertaraf etme stratejisine devam edeceğiz.
“GELECEĞİMİZ BAKIMINDAN TELAŞ VERİCİ”
Balkanların istikrarı ve huzuruna katkı sağlayan adımları her vakit olduğu üzere destekliyoruz. Maruz kaldığımız onca haksızlığa karşın AB üyeliği stratejik maksadımız olmayı sürdürüyor. Fakat kimi Avrupa ülkelerinde İslam düşmanlığı hareketlerine göz yumulması geleceğimiz bakımından kaygı vericidir.
Mushaf yakma aksiyonlarına söz hürriyeti kisvesi altında müsaade verenler demokrasi ve özgürlük kavramlarının altını oymaktadır.
Kuran-ı Kerim’in yakılmasına kadar varan menfur teşebbüsler hiçbir halde kabul edilemez, mazur görülemez. Bu, açık ve net bir nefret kabahatidir.
Yaklaşık 2 milyar insanı rencide etmekle kalmayıp öfkeye sürükleyen bu alçaklıklara artık son verilmesi gerekiyor.
LATİN AMERİKA VE AFRİKA AÇILIMLARI
Bu beklentilerimizin ilgili makamlarınıza, ülke kamuoyunuza gerektiği formda aktarılmasında sizlere güveniyorum. Yine Asya teşebbüsümüzü güçlendirirken Latin Amerika ve Afrika açılım siyasetlerimizin müsbet sonuçlarını her alanda görüyoruz.
“SIFIR ATIK” PROJESİ
Türkiye’de mukim diplomati temsilcili sayısının 302ye ulaşması bu gayretlerimize güç veriyor. Evlatlarımıza bizimkinen daha adil, barışçıl, yeşil dünya bırakmak mümkündür. Eşim Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Sıfır Atık Projesi BM’de 105 ülkenin eş sunuculuğunda kabul edilen kararla global boyut kazandı.
30 Mart tarihi Milletlerarası Sıfır Atık Günü olarak ilan edildi. BM’de bu hususta özel bir oturum da düzenlendi. Bu husustaki dayanaklarınız hasebiyle her birinize teşekkür ediyorum. Sözlerime son verirken ülkelerinize, halklarınıza, Türkiye ve halkımızın en kalbi selamlarını iletmenizi sizlerden rica ediyorum.
